txtN
-NNABI:
(Ar.) Er. 1. Haberci, haber veren. 2. Yuksek, yuce. 3. Buyuk Turk sairidir. 17. asrin
ikinci yarisinda yasamistir.
NABIA: (Ar.) Ka. - Yerden cikip fiskiran, kaynayan, akan.
NABIYE: (Ar.) Ka. 1. Ulu, serefli kimse. 2. Sonradan sair olan kimse. 3. Haberci, haber
veren.
NACI: (Ar.) Er. - Necat bulan, kurtulan, selamete kavusan. Cehennemden kurtulmus,
cennetlik.
NACIL: (Ar.) Er. - Soyu sopu temiz olan kimse.
NACIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Naci).
NADAN: (Fars.) Ka. - Kaba, dobra.
NADIDE: (Fars.) Ka. - Gorulmemis gorulmedik. Pek seyrek bulunan, cok degerli.
NADIM: (Ar.) Er. - Pismanlik duyan, pisman. Tevbe eden.
NADIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nadim).
NADIR: (Ar.) Er. - Seyrek, az, ender bulunur.
NADI: (Ar.) Er. 1. Nida eden, haykiran, cagiran. 2. Toplanti, meclis, (bkz. Nida).
NADIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nadir).
NADIYE: (Ar.) Ka. 1. Bagirip, cagiran, seslenen. 2. Toplanti, meclis.
NAFERIZ: (Fars.) Er. 1. Gobek dusuren. 2. Koku sacan.
NAFI': (Ar.) - Yararli, kârli. Sifali, hayir ve fayda verici seyler yaratan Allah. - Esmau'l-
Husna'dandir. "Abd" takisi alarak kullanilir.
NAFIA: (Ar.) Ka. - Bayindirlik isleri.
NAFIH: (Ar.) Er. - Ufleyen, ufleyici.
NAFILE: (Ar.) Ka. - Mal, ganimet, ihsan bagis.
NAFIZ: (Ar.) Er. 1. Delen, delip gecen. Iceriye giren, isleyen. 2. Tesir eden, sozu gecen.
NAFIZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nafiz).
NAGEHAN: (Fars.) Ka. - Ansizin, birdenbire.
NAGME: (Ar.) Ka. - Ahenk guzel ses. (bkz. Ezgi).
NAHID: (Fars.) Er. - Venus (zuhre) gezegeni. (Arapca'da) Yeni yetisen kiz. - Turk dil kuralina
gore "d/t" olarak kullanilir.
NAHIDE: (Fars.) Ka. - (bkz, Nahid).
NAHIRE: (Ar.) Ka. - Ayin ilk gunu ya da son gecesi.
NAIB: (Ar.) Er. - 1. Vekil, birinin yerine gecen, kadi vekili, Seriata gore hukmeden hakim. 2.
Nobet bekleyen, nobetle gelen.
NAIBE: (Ar.) Ka. - Vekil, birinin yerine gecen.
NAIL: (Ar.) Er. - Muradina eren, ermis, ele geciren. Naili: Divan edebiyati sairlerinden olup
asil adi Salih'tir. Manastir'da dogmus, Misir'da vefat etmistir.
NAILE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nail).
NAIM: (Ar.) Er. 1. Bollukta yasayis. 2. Cennetin bir kismi. Daru'n-Naim: Cennet.
NAIMA: (Ar.) Er. - Haleb'te dogmus, asil adi Mustafa Naim'dir. Naima tarihiyle meshurdur.
NAIME: (Ar.) Ka. - Guzel zarif kadin. Nazli buyutulmus kadin.
NAIRE: (Ar.) Ka. - Ates, alev, sicaklik.
NAKI: (Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Cok ince, cok guzel, zarif.
NAKIB: (Ar.) Er. - Bir kavim veya kabilenin reisi veya vekili. Bir tekkede, seyhin yardimcisi
olan ve en eski dervis veya dede.
NAKIBE: (Ar.) Ka. 1. Insan ruhu. 2. Akil.
NAKIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Naki).
NAKSIDIL: (Ar.) Ka. - Gonul resmi, gonul susu.
NALAN: (Fars.) Ka. - Inleyen, inleyici, aglayan, feryad eden. Manasi dolayisiyla isim olarak
kullanilmamalidir.
NALE: (Fars.) Ka. - Inleme, inilti.
NALEZEN: (Fars.) Ka. - Inleyen, inildeyen.
NAMAL: (Tur.) Er. - Adin duyulsun, un kazan.
NAMDAR: (Fars.) Er. - Namli, unlu.
NAME: (Fars.) Ka. - Sevgiliye ve aska ait yazilmis mektup. Mektup. Kitap, dergi.
NAMI: (Fars.) Er. - Namli, sohretli unlu.
NAMIK: (Ar.) Er. - Yazici, katip, yazar
NAMIKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Namik).
NAMIYE: (Ar.) Ka. - Olma, yerden bitme kuvvetli, gelisme yetisme.
NAMUS: (Ar.). 1. Kanun nizam. 2. Ar, edep, haya, irz. 3. Temizlik, dogruluk. 4. Allah'a yakin
olan buyuk melek.
NAMVER: (Fars.) Er. - Adli, unlu.
NARDAN: (Fars.) Ka. 1. Nar taneleri. 2. Gozyasi damlalari.
NARDANE: (Fars.) Ka. - Nar tanesi.
NARDIN: (Fars.) Ka. - Bir cesit sumbul.
NARGUL: (Fars.) Ka. - Ates renginde, kirmizi gul.
NARIN: (Fars.) Ka. - Ince, zarif yapili, nazik. Zayif celimsiz.
NARIYE: (Ar.) Ka. - Atesle ilgili, cin peri. - Isim olarak kullanilmaz.
NASIH: (Ar.) Er. - Nasihat eden, ogut veren. - Nasih-i Emin: Hz. Nuh (a.s.).
NASIHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Nasih).
NASIR: (Ar.) Er. - Yardimci, yardim eden (muin). "Abd" takisi alarak kullanilirsa daha iyi
olur. Abdunnasir.
NASIB: (a.i) Er. - Pay hisse. Birinin elde ettigi sey. Allah'in kismet ettigi sey. - Turk dil
kuralina gore "b/p" olarak kullanilir.
NASIBE: (Ar.) Ka. - Dikili tas. Yollara nisan icin dikilen tas.
NASR: (Ar.) Er. - Yardim. - Ustunluk (zafer). - Kur'an-i Kerim'in 110. suresi. Nasrullah:
Allah'in yardimi.
NASRUDDIN: (Ar.) Er. - (Dine yardimi dokunan. - Dilimizde "Nasreddin" seklinde
kullanilir.
NASRULLAH: (Ar.) Er. - Allah'in nusreti, yardimi.
NASUH: (Ar.) Er. 1. Nasihatci, ogutcu. 2. Halis, temiz.
NASUHI: (Ar.) Er. - Bozulmaz sekilde tevbe edici.
NASID: (Ar.) Er. - Siir okuyan, siir soyleyen, siir yazan.
NASIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nasid).
NASIR: (Ar.) Er. - Nesreden, dagitan, yayan, yayinlayan.
NATIK: (Ar.) Er. 1. Soyleyen konusan. 2. Dusunen. 3. Bildiren, bildirici.
NATIKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Natik).
NAYAB: (Fars.) - Bulunmaz. Benzeri olmaz. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NAYMAN: (Mog.) Er. - Sekiz. Bati Mogolistan'da yasayan sekiz kabileden olusan Turk
toplulugu.
NAZ: (Fars.) Ka. 1. Kendini begendirmek icin takinilan yapmacik cilve, isve. 2. Bir seyi
begenmiyormus gibi gozukme. Simariklik. 3. Yalvarma, rica.
NAZAN: (Fars.) Ka. - Nazli.
NAZENDE: (Fars.) Ka. - Naz edici, nazli, hos edali.
NAZENIN: (Fars.) Ka. 1. Cilveli, oynak. Cok nazli yetistirilmis, simarik. 2. Narin ince yapili.
NAZIDIL: (Fars.) Ka. - Gonul nazi, gonul cilvesi.
NAZIM: (Ar.) Er. - Tanzim eden, duzenleyen. Sira sira, dizi dizi olan sey.
NAZIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nazim).
NAZIR: (Ar.) Er. 1. Nazar eden, nezaret eden, bakan, gozeten. 2. Vekil bakan. 3. Bir yuzu bir
tarafa yonelik olan.
NAZIF: (Ar.) Er. - Temiz, pak, nazik, zarif ve sik giyimli.
NAZIFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nazif).
NAZIK: (Fars.) Ka. 1. Ince, narin. 2. Terbiyeli, saygili. 3. Guzel zarif.
NAZIL: (Ar.) Er. - Yukardan asagiya inen. Bir yere konan, bir yerde konaklayan.
NAZILE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nazil).
NAZIR: (Ar.). - Er. 1. Taze. 2. Altin. 3. Benzer es.
NAZIRE: (Ar.) Ka. 1. Ornek karsilik. 2. Manzum eserde ayri vezin ve kafiyede benzer olma
hali.
NAZLAN: (Tur.) Ka. - Kendini begendir, nazli ol.
NAZLI: (Tur.) Ka. - Naz yapan, kendini agira satan. Deger verilen sevgili.
NAZLIGUL: (Tur.) Ka. - (bkz. Nazli).
NAZLIHAN: (Tur.) Ka. - (bkz. Nazli.)
NAZMI: (Ar.) Er. - Dizme, tertib etme, siraya koyma. Sira, tertip. - Vezinli, kafiyeli soz.
NAZMIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Naz-mi).
NAZRA: (Ar.) Ka. - Bir tek bakis.
NAZRET: (Ar.) - Tazelik. 2. Bakma, bakis. 3. Idare, reislik. 4. Nazirlik. -Erkek ve kadin adi
olarak kullanilir.
NEBA: (Ar.) - Haber. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEBAHADDIN: (Ar.) Er. - Dinin sani ve serefi. - Turk dil kuralina gore "d/t" olarak kullanilir.
NEBAHAT: (Ar.) Ka. 1. San, seref, onur. 2. San, seref sahibi.
NEBALET: (Ar.) Ka. 1. Zekilik. 2. Buyukluk, ululuk. 3. Comertlik.
NEBI: (Ar.) Er. - Haberci. Peygamber.
NEBIH: (Ar.) Er. - Namli, serefli.
NEBIHE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nebih).
NEBIL: (Ar.) Er. 1. Yuksek meziyet ve onur sahibi. 2. Akilli, anlayisli. Bilgili, faziletli.
NEBILE: (Ar.) Ka. - (bkz, Nebil).
NEBIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nabiye).
NECABET: (Ar.) Er. - Soyluluk, soy temizligi.
NECAETTIN: (Ar.) Er. - Dine girip hidayete eren, kurtulan.
NECAH: (Ar.) Er. - Istegine ulasma. Kurtulma. Ihtiyaclarini temin edebilmek.
NECAT: (Ar.) Er. - Kurtulma, kurtulus. Selamet.
NECATI: (Ar.) Er. - Kurtulmaya mensup, kurtulusla ilgili. Necati: 15 asir meshur Osmanli sairi
olup asil adi Isa'dir.
NECCAR: (Ar.) Er. - Dulger. Marangoz. - Daha cok lakab olarak kullanilir.
NECDET: (Ar.) Er. - Kahramanllik yigitlik, efelik. Korkusuz olmak.
NECEF: (Ar.) Er. - Yuksek, sirt tepe, tumsek. Kufe civarlarinda Hz. Ali'nin turbesinin bulundugu
yer.
NECIB: (Ar.) Er. 1. Soyu sopu temiz pak olan kimse. 2. Asilzade, kiymetli, ustun. 3. Guzel ahlak
sahibi. - Turk dil kurali acisindan "b/p" olarak kullanilir.
NECIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Necip).
NECID: (Ar.). - Yuksek yayla. Arabistan'in sahil ovasina ve cukur sahaya zit olan yuksek kisim. -
Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NECIL: (Ar.) Er. - Soylu, soyu sopu temiz, kisizade. Asil.
NECILE: (Ar.) Ka. - (bkz. Necil).
NECIY: (Ar.) Er. - Sirdas.
NECIYULLAH: (Ar.) Er. - Allah'in kurtulus verdigi kisi. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NECLA: (Ar.) Ka. - Cocuk, evlat. Kusak, soy, nesil.
NECMI: (Ar.) Er. - Yildizla ilgili. Necmuddin: Dinin yildizi. - Dilimizde "Necmettin" seklinde
kullanilmaktadir.
NECMIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Necmi).
NECVE: (Ar.) Ka. - Tumsek ve yuksek yer.
NEDA: (Ar.). - Cig, nem rutubet, (bkz. Sebnem). - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEDIM: (Ar.) Er. 1. Meclis arkadasi, sohbet arkadasi. 2. Buyukleri fikra ve hikayeleri ile
eglendiren. Guzel hikayeler anlatan, tatli konusan. - Nedim: Osmanli sairlerinden. Asil adi
Ahmed'tir. Lale devri sairlerindendir.
NEDIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nedim). -Zengin veya itibarli bir kadinin arkadasi. Saray
hayatinda Sultan hanimlarinin yardimcilari.
NEDRET: (Ar.). - Azlik, seyreklik, az bulunurluk. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEDVE: (Ar.) Er. - Gorusme konusma. Daru'n-Nedve'. Cahiliyye zamaninda Mekke'de,
kabile islerini konusmak icin yapilmis olan meshur bina.
NEFASET: (Ar.) Ka. - Nefislik, nefis olma hali. Kiymetlilik.
NEFER: (Ar.) Er. 1. Bir adam, tek kisi. 2. Er, asker.
NEFI: (Ar.) Er. - Cikar ile ilgili faydaci, menfaat, kâr. - Nefi', Divan edebiyatinin basarili
sairlerindendir. 4. Murad zamaninda yasamistir.
NEFIS: (Ar.) Ka. - Cok hos, hosa giden, begenilen.
NEFISE: (Ar.) Ka. - Pek hos, cok hosa giden, en guzel, cok begenilen.
NEHAR: (Ar.) Ka. -Gunduz.
NEHIB: (Ar.) Er. 1. Dehset, korku. 2. Yagmaci, capulcu. - Turk dil kuralina gore "b/p" olarak
kullanilir.
NEHIR: (Ar.) Ka. - Akarsu, irmak. Cok bol su.
NEHIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nehir).
NEHRI: (Ar.) Er. - Nehirle ilgili, nehire ait.
NEJAD: (Fars.) Er. - Soy, nesil.
NEMA: (Ar.) Ka. 1. Artma, cogalma. 2. Buyume, uzanma. 3. Faiz.
NEMIR: (Ar.) Ka. - Tatli su.
NEMRUD: (Ar.) Er. - Babil'in kurucusu oldugu sanilan hukumdar. M.O. 2640'ta yasamis Hz.
Ibrahim'i atese attirmistir. Babil kulesinin onun zamaninda yapildigi soylenmektedir. -Isim
olarak kullanilmaz.
NEPTUN: (Lat.) Er. - Gunese yakinligi 8. sirada olan gezegen.
NERGIS:(Fars.) Ka. - Nergisgillerden cicekleri ayri veya bir koksap uzerinde semsiye
vaziyetinde bulunan ve beyaz san nevilesi de olan bir sus cicegi.
NERIM: (Fars.) Er. - Pehlivan, yigit, bahadir.
NERIMAN: (Fars.) Ka. - (bkz. Nerim). - Rustem'in dedesi olan Sam'in babasi.
NERMI: (Fars.) Er. - Yumusak, gevseklik.
NERMIN: (Fars.) Ka. - Yumusak.
NESEFI: (Ar.) Er. - Yapi ustasi.
NESIB: (Ar.) Er. - Soylu, soyu temiz baba.
NESIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nesib).
NESIF: (Ar.) Er. - Iki kisi arasinda olan sir.
NESIL: (Ar.) Er. - Ayni cagda, ayni yasta bulunan kimselerin tumu, kusak.
NESIM: (Ar.) Er. 1. Hafif ruzgar. 2. Hos, mulayim insan.
NESIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Nesim).
NESLI: (Ar.) Ka. - Nesle ait, soya ait.
NESLIGUL: (a.f.i.) Ka. - Gul soyu, gul gibi guzel soydan gelen.
NESLIHAN: (a.f.i.) Ka. - Han nesline ait, hanin soyundan.
NESLISAH: (a.f.i.) Ka. - Sah soyundan gelen.
NESRIN: (Fars.) Ka. - Yaban gulu Agustos gulu. Misir gulu. Van gulu.
NESTERIN: (Fars.) Ka. - Agustos gulu, yaban gulu.
NESAT: (Ar.) Er. - Sevinc, nese, senlik, keyif. Iran sairlerinden birisinin adi.
NESET: (Ar.) Er. 1. Meydana gelme, gelisme. 2. Kaynak olma, bir mecradan cikis. Neset: 19.
yy. Turk sairlerinden biri.
NESE: (Ar.) Ka. - Nese keyif, sevinc. Az sarhosluk, cakirkeyif.
NESECAN: (a.t.i.) Ka. - Canin nesesi, mutlulugu.
NESEGUL: (a.f.i.) Ka. - (bkz. Nese).
NESENUR: (Ar.) Ka. - Isik sacan nese, sevinc. - (bkz. Nese).
NESEVER: (a.t.i.) Ka. - Cok neseli.
NESID: (Ar.) Er. - (bkz. Neside).
NESIDE: (Ar.) Ka. - Manzum siir. Atasozu derecesinde kullanilan meshur beyit veya
misra.
NESVE: (Ar.) Ka. - Sevinc.
NEVA: (Fars.) Ka. 1. Ses, sada, makam, ahenk, name. 2. Refah, zenginlik. Guc, kudret. 3.
Dogu muziginde bir makam.
NEVADIR: (Ar.). - Az bulunan seyler. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEVAL: (Ar.). 1. Talih, kismet. 2. Bahsis, bagis. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEVAZ: (Fars.) Er. - Oksayan, oksayici.
NEVBAHAR: (Fars.) Ka. - Ilkbahar. Yeni bahar.
NEVBAHT: (f.a.i.) Ka. - Yeni sansi acilmis, sansi acik.
NEVBAR: (Fars.) Ka. 1. Genc kiz. 2. Turfanda cikan meyve ve cicek.
NEVBARE: (Fars.) Ka. - Turfanda yemis. Taze yesillik.
NEVCI: (Fars.) Er. - Makam, ahenk ve nasip ile ilgili. Ali Sakir'in lakabi.
NEVCIVAN: (Fars.) Er. - Genc, delikanli.
NEVEDA: (Fars.) Ka. - Yeni tavir, yeni eda. "Nev" ve "eda" kelimelerinden birlesik isim.
NEVESER: (Fars.). - Turk muziginde birlesik bir makam. - Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
NEVFEL: (Ar.) Er. - Deniz. (bkz. Derya). Sahabe isimlerindendir.
NEVGUL: (Fars.) Ka. - Yeni acilmis gul.
NEVHAYAT: (f.a.i.) Ka. - Yeni hayat, yeni yasam.
NEVHIZ: (Fars.) Er. - Genc. Yeni yetismis, yeni cikmis.
NEVIDE: (Ar.) Ka. - Iyi, sevincli haber.
NEVIN: (Fars.) Ka. - Yepyeni, yeni sey, yeni olan.
NEVINUR: (Fars.) Ka. - Renk isik.
NEVIR: (Ar.) Ka. 1. Parlaklik. 2.Agac cicegi.
NEVIT: (Fars.) Er. - Iyi, sevincli haber, mujde.
NEVNIHAL: (Fars.) Ka. - Taze fidan, agacin taze surgunu.
NEVRA: (Ar.) Ka. 1. Isikli olma, parlaklik. 2. Cicek, ozellikle beyaz cicek.
NEVRED: (Fars.). - Gezen, dolasan, yol alan. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEVREDDIN: (Ar.) Er. - Dinin isigi, aydinligi. - Turk dil kuralina gore "d/t" olarak kullanilir.
NEVRES: (Fars.). - Yeni yetisen, yeni biten. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEVRESTE: (Fars.) Ka. - (bkz. Nevres).
NEVRIYE: (Ar.) Ka. - Isikla, parlaklikla, aydinlikla ilgili.
NEVRUZ: (Fars.) Ka. 1. Yeni gun. 2. Ilkbahar baslangici. 3. Turk muziginin makamlarindan.
NEVSAL: (Fars.) Er. - Yeni yil.
NEVSALE: (Fars.) Ka. - Genc, taze, kucuk.
NEVSAH: (Fars.) Er. 1. Yeni dal. 2.Yeni bilmis geyik boynuzu.
NEVZAD: (Fars.) Er. - Yeni dogmus. Yeni dogan. - Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
NEVZAR: (Fars.). - Yeni aglayis, aglamasi guzel olan. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEVZENIN: (Fars.). - Yeni tarz yeni yontem. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NEYYIR: (Ar.) Er. - Nurlu, parlak. Isikli cisim. Gunes.
NEYYIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Neyyir).
NEYZEN: (Fars.) Er. - Ney calan kimse.
NEZAFET: (Ar.) Ka. - Temizlik, paklik.
NEZAHAT: (Ar.) Ka. - Temizlik, paklik. Incelik, rikkat.
NEZAKET: (Fars.) Ka. 1. Naziklik. 2. Zariflik, incelik. 3. Terbiye. 4. Ehemmiyet.
NEZIH: (Ar.) Er. - Temiz, pak.
NEZIHE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nezih).
NEZIHI: (Ar.) Er. - Temizlik, saflik, incelikle ilgili.
NEZIR: (Ar.) Er. 1. Birini dogru yola (Sirat-i Mustakim'e) yoneltmek icin Allah'in azabiyla
gozdagi vererek korkutmak. 2. (Fikih'ta) Adak, dilek, tahsis. 3. Kendisini Allah yoluna adayan
kisi. Kur'an'da 40'tan fazla yerde gecmektedir. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NEZIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Nezir).
NEZZAM: (Ar.) Er. - Nizam veren duzenleyen.
NIDA: (Ar.) Ka. 1. Cagirma, bagirma, seslenme. 2. Ses verme.
NIGAH: (Fars.) Ka. 1. Bakis, bakma. 2. Goz.
NIGAR: (Fars.) Ka. 1. Resim. 2. Resmedilmis, resmi yapilmis. Put. 3. Sevgili. 4. Turk
musikisinde bir makam. Nigar Hanim: Meshur kadin sairlerdendir. Osman Pasa'nin kizidir.
NIHAD: (Fars.) Er. - Tabiat huy, yaratilis, kisilik, bunye. - Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
NIHAL: (Fars.) Ka. 1. Sevgili. 2. Taze, duzgun fidan, surgun.
NIHALE: (Ar.) Ka. 1. Yeni yetismis, duzgun, fidan. 2. Avci, korkulugu. 3. Doseme, dosenecek
sey.
NIHAN: (Fars.) Ka. - Gizli, sakli. Bulunmayan, gorunmeyen.
NIHAVEND: (Fars.) Ka. 1. Iran'in bati yoresinde unlu bir kent. 2. Musikide bir makam.
NIHAYET: (Ar.). 1. Son. Sonunda. -Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NIJAD: (Fars.) Er. - Soy, nesil, ne-seb. Tabiat, cibilliyet, (bkz. Nejad).
NIKAN: (Fars.) - Iyiler, hoslar. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NIKBIN: (Fars.) Ka. - Iyimser.
NIKHU: (Fars.) - Iyi huylu, huyu guzel. - Kadin ve erkek adi olarak kullanilir.
NIL: (Ar.) Ka. 1. Civit otu. 2. Misir'dan gecen Akdeniz'e dokulen meshur nehir.
NILAY: (Ar.) Ka. - Iki nil. Seyhan ve Ceyhan nehirleri. Firat ve Dicle nehirleri.
NILGUN: (Fars.) Ka. - Cividî, civit renginde, lacivert.
NILHAN: (Ar.) Ka. - Nil havzasi hanlarindan.
NILSU: (Tur.) Ka. - (bkz. Nil).
NILUFER: (Fars.) Ka. - Cicek adi.
NIMET: (Ar.) Ka. 1. Iyilik, lutuf, ihsan, bahsis. 2. Azik, yiyecege, icecege dair seyler. 3. Saadet,
mutluluk. -Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NIMETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'in nimeti.
NIMRE: (Ar.) Ka. - Disi kaplan.
NISA: (Ar.) Ka. 1. Kadinlar. 2. Kur'an-i Kerim'in 4. suresi.
NISAN: (Sury.) Ka. 1. Bolluk, bereket, comertlik. 2. Ilkbaharin 4. ayi.. 3. Sur.
NISAN: (Fars.) Er. 1. Im, iz, belirti. 2. Amac, hedef. 3. Tugra, madalya.
NISANBEY: (f.t.i.) Er. - (bkz. Nisan).
NIYAZ: (Fars.) Er. 1. Yalvarma, yakarma. Dua. 2. Bazi tarikatlarda kucugun buyuge karsi olan
selam, saygi ve duasi. 3. Ihtiyac, muhtaclik.
NIYAZI: (Fars.) Er. 1. (bkz. Niyaz). 2. Yalvarici, niyaz edici. Sevgili. Turk mutasavviflarindan
birisi. 18. yy.'da yasamistir.
NIZAM: (Ar.) Er. 1. Dizi, sira. Duzen, usul, tertip, yol, kaide. 2. Kanunlar. 3. Hindistan'daki
kucuk devletlerin hukumdarligi. Nizamuddin: Dinin nizami, duzeni. - Dilimizde "Nizamettin"
olarak kullanilir.
NIZAMI: (Ar.) Er. 1. Usulune uygun, terkipli, duzenli. 2. Kanun ve nizama ait, onunla ilgili.
Nizami; Iran'in en buyuk sairlerinden olup, Genceli'dir.
NUH: (Ar.) Er. - Nuh peygamber. Kur'an-i Kerim'de ismi gecen 25 peygamberden bastan 3.
sirada gelen kisi. Zamaninda Nuh tufani olmustur. Kur'an-i Kerim'in 71. suresinin adi.
NUHAYLE: (Ar.) Er. - Irak'ta, Kufe'ye yakin bir mevki.
NUHBE: (Ar.) Ka. - Herseyin secilmisi, seckin, secilmis, aydinlanmis.
NUHCAN: (a.t.i.) Er. - (bkz. Nuh).
NUHI: (Ar.) Er. - Nuh'a ait, Nuh ile ilgili. Pek eski.
NUMAN: (Ar.). 1. Kan. 2. Gelincik. Hanefi Mezhebi'nin imami, Nu'man b. Sabit.
NUR: (Ar.) Ka. 1. Aydinlik, parilti, parlaklik, niran. 2. Mekke'deki Hira dagi. Isigin bir seye
yansimasindan meydana gelen parlaklik. Zunnureyn: Hz. Peygamberin 2 kiziyla evlendigi icin
Hz. Osman'a verilen unvan, onur sahibi. Kur'an-i Kerim'in 24. suresinin adi.
NURAL: (a.t.i.) Ka. - Nur, isik al, isikli ol.
NURALEM: (Ar.) Ka. - Evrenin nuru, alemi aydinlatan.
NURALP: (a.t.i.) Er. - Nurlu, yigit.
NURAN: (Fars.) Ka. - Isikli. Nurlu, nura ait.
NURANI: (Fars.) Er. - Isikli, isik sacan. Saygi uyandiran, nurlu.
NURATAY: (a.t.i.) Er. - (bkz. Nuralp).
NURAY: (a.t.i.) Ka. - Isik sacan ay. Ayin en cok isik sactigi donem.
NURBAKI: (Ar.) Er. - Surekli aydinlik olan, nurlu sabah.
NURBANU: (a.f.i.) Ka. - Nur yuzlu hanim, gelin, prenses. - Nur ve ba-nu'dan birlesik isim.
NURBAY: (a.t.i.) Er. - Nurlu, aydinlik kimse.
NURCAN: (a.t.i.) Ka. - Canli, neseli, hayat dolu.
NURCIHAN: (a.f.i.) Ka. - Cihan'in nuru, isigi. Dunyaya isik sacan. Turk-Hind imparatoru
Cihangir'in zevcesi.
NURCIVAN: (a.f.i.) Er. 1. Parlak, neseli, genc. 2. Mert, gozupek, genc.
NURCIN: (a.f.i.) Ka. - Nur toplayan, isik derleyen,
NURDAG: (a.t.i.) Er. - Nurdagi, Nurdan dag.
NURDAN: (a.t.i.) Ka. - Nur'a ait, nurdan yapilmis.
NURDANAY: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nurdan).
NURDIL: (a.f.i.) Ka. - Nurlu, isikli gonul.
NURDOGAN: (a.t.i.) Ka. - Nurlu insan.
NUREDDIN: (Ar.) Er. - Dinin nuru, isigi.
NUREFSAN: (a.f.i.) Ka. - Aydinlik veren, ortaligi isik icinde birakan. -Nur ve efsan
kelimelerinden birlesik isim.
NUREL: (a.t.i.) Ka. - Nurlu el.
NURER: (a.t.i.) Er. - Nurlu insan.
NURERSIN: (a.t.i.) Er. - (bkz. Nurer).
NURFER: (a.f.i.) Ka. - Isik ve aydinlik.
NURFIDAN: (a.f.i.) Ka. - Taze ve piril piril genc, zarif hanim.
NURGOK: (a.t.i.) Ka. - Nurlu, aydinlik gokyuzu.
NURGUL: (Fars.) Ka. - Gulun en parlak olani.
NURGUN: (a.t.i.) Ka. 1. Nurlu gun, isikli gun. 2. Gunun ve butun hayatin nurlu parlak
olmasi.
NURHAN: (a.t.i.) Ka. - Nur'un yoneticisi, hakimi.
NURHILAL: (Ar.) Ka. - (bkz. Nuray).
NURI: (Ar.) Er. - Nura ait, nurla ilgili.
NURINISA: (Ar.) Ka. - Nurlu kadin.
NURISIK: (a.t.i.) Ka. - Bol isik, aydinlik.
NURIYYE: (Ar.) Ka. - Rufai tarikati subelerinden biri.
NURKAN: (a.t.i.) Er. - Temiz, berrak soydan gelen.
NURKUT: (a.t.i.) Er. - (bkz. Nurkan).
NURMAH: (Fars.) Ka. - Isikli ay, ay gibi guzel ve nurlu.
NURMELEK: (Ar.) Ka. - (bkz. Melek).
NURNIGAR: (a.f.i.) Ka. - Isikli, aydinlik, sevgili.
NUROL: (a.t.i.) Er. - Nurlu ol, isikli ol.
NURPERI: (a.f.i.) Ka. - Isikli, peri kadar guzel.
NURSABAH: (Ar.) Ka. - Aydinlik sabah.
NURSAC: (a.t.i.) Ka. - Isik sac, aydinlat.
NURSAL: (a.t.i.) Er. - Isik sac, aydinlat.
NURSEL: (a.t.i.) Ka. - Nur, isik seli akisi.
NURSELI: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nursel).
NURSEMA: (Ar.) Ka. - Isikli, aydinlik gokyuzu.
NURSEN: (a.t.i.) Ka. - Nurlu, isikli, kisi, insan.
NURSENIN: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nursen).
NURSER: (a.f.i.) Ka. - Nurlu, aydinlik, munevver kafali insan.
NURSEREN: (Ar.) Ka. - (bkz. Nurser).
NURSEV: (a.t.i.) Ka. - Isigi sev.
NURSEVIL: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nursev).
NURSIM: (Fars.) Ka. - Aydinlik ve gumus gibi parlak.
NURSIMA: (Fars.) Ka. - Isikli, aydinlik yuz.
NURSINE: (Fars.) Ka. - Isikli, aydinlik yurek.
NURSU: (a.t.i.) Ka. - Nurlu su.
NURSUN: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nurser).
NURSAH: (Fars.) Er. - Parlak hukumdar.
NURSEN: (Fars.) Ka. - Cok cok isikli, neseli insan.
NURTAC: (a.t.i.) Er. - Nurdan tac.
NURTAN: (a.t.i.) Er. - Isikli tan.
NURTANE: (a.t.i.) Ka. - Nurlu, biricik insan.
NURTEK: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nurtane).
NURTEKIN: (a.t.i.) Er. - Aydin ve guvenilir, emin.
NURTEN: (a.t.i.) Ka. - Beyaz, parlak, ten.
NURULLAH: (Ar.) Er. - Allah'in nuru.
NURVER: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nursun).
NURVEREN: (a.t.i.) Ka. - (bkz. Nursun).
NURZAT: (Tur.) Er. - Nurlu, aydinlik kisi.
NURZEN: (a.f.i.) Ka. - Nurlu, isikli kadin.
NURZER: (Ar.) Ka. - Altin gibi parlak isik, altin isik.
NUSRET: (Ar.). 1. Yardim. 2. Allah'in yardimi. 3. Zafer, muzafferiyet. Basan, ustunluk. -
Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NUSRETTIN: (Ar.) Er. 1. Dinin yardim ettigi. 2. Dinin basarili temsilcisi.
NUSAT: (Fars.) Er. - Ickiden sarhos olmus, mest olmus.
NUSIN:: (Fars.) Er. - Tatli, hos, guzel.
NUSIREVAN: (f.h.i.) Er. - Iran'da 531-579 yillan arasinda hukumdarlik etmis ve
dogruluguyla sohret bulmus olan Sasani Sahi, "adil" lakabiyla anilir.
NUTKI: (Ar.) Er. - Soz, lakirdi, konusma. Nutuk, soylev, soyleyen.
NUYAN: (Fars.) Er. - Sehzade, prens.
NUKHET: (Ar.) Ka. 1. Nukteler, herkesin anlayamayacagi ince, zarif, manali sozler. 2. Koku.
NUVE: (Ar.). - Cekirdek. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NUVEYT: (Ar.). - Cekirdekcik. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
NUVID: (Fars.) Ka. - Mujde, mustu. Hayirli haber. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
Turk dil kurali acisindan son harf olan "d/t" olarak kullanilir.
NUVIDE: (Fars.) Ka. - (bkz. Nuvid).
NUZHET: (Ar.). 1. Nese, eglence, eglence yerlerini seyredip gezme. 2, Sevinc, ferahlik. -
Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MMACID:
(Ar.) Er. - San ve seref sahibi olan kimse. Iyi ahlakli. Ulu.
MACIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Macid).
MAGFIRET: (Ar.) Ka. - Allah'in kullarinin gunahlarini bagislamasi, ortmesi.
MAHBUB: (Ar.) Er. 1. Muhabbet olunmus, sevilmis, sevilen, sevgili. 2. Mahbub-i Hûda,
(Allah'in sevgilisi) Hz. Muhammed (s.a.s).
MAHBUBE: (Ar.) Ka. - Muhabbet olunmus, sevilmis, sevilen. - (bkz. Mahbub).
MAHFER: (Fars.) Ka. - Ay aydinligi, ay isigi.
MAHFI: (Ar.) Er. - Gizli, sakli.
MAHFUZ: (Ar.) Er. Korunmus, gozetilmis. Gizlenmis, saklanmis.
MAHIN: (Ar.) - (bkz. Hz. Peygamberin isimleri).
MAHINEV: (Fars.) Ka. - Yeni ay, ayca, hilal.
MAHINUR: (Fars.) Ka. 1. Ayin nuru, isigi. 2. Ay yuzlu guzel.
MAHIR: (Ar.) Er. - Maharetli, hunerli, elinden is gelir, becerikli.
MAHIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mahir).
MAHIZAR: (Fars.) Ka. - Inleyen ay.
MAHIZER: (Fars.) Ka. - San, altin renginde ay.
MAHMUD: (Ar.) Er. 1. Hamd olunmus, sena edilmis, ovulmeye deger. Makam-i Mahmud: Hz.
Muhammed'in en buyuk sefaat makami, cennet. 2. Ebrehe'nin Kabe'yi yikmak uzere getirdigi filin
adi. 3. Mahmud (Kasgarli) Karahanlilar'dan olan bu Turk bilgini "Divanu Lugati't-Turk" adli
eseriyle taninmistir. 4. Mahmudiye: 2. Mahmut devrinde basilan altin para.
MAHMUDE: (Ar.) Ka. - Bingor otu, sakmunya.
MAHMUR: (Ar.) Er. 1. Sarhoslugun verdigi sersemlik. 2. Uyku basmis, agirlasmis, yan baygin
goz.
MAHMURE: (Ar.) Ka. -(bkz. Mahmur).
MAHPARE: (Fars.) Ka. - Ay parcasi, cok guzel kadin.
MAHPERI: (Fars.) Ka. - Ay gibi peri kadar guzel.
MAHPERVER: (Fars.) Ka. - Mehtap.
MAHPEYKER: (Fars.) Ka. 1. Yuzu ay gibi parlak, guzel, nurlu. 2. Kosem Sultan'in adi.
MAHRA: (Ar.) Ka. 1. Elverisli, uygun sey. 2. Degerli kimse.
MAHRU: (Fars.) Ka. - Ay yuzlu, yuzu ay gibi olan guzel.
MAHSER: (Ar.) Er. - Huy, tabiat.
MAHSUN: (Ar.) Er. - Guclendirilmis, guclu.
MAHSUNE: (Ar.) Ka. - Kusatilmis, sarilmis, cevrilmis.
MAHSUT: (Ar.) Er. - Hasat edilmis, ekini bicilmis. Bicilmis ekin.
MAHTER: (Fars.) Ka. - Yeni ay, ayca, hilal.
MAHUR: (Fars.) - Turk musikisinde rast perdesinde karar kilan bir makam. - Erkek ve kadin
adi olarak kullanilir.
MAIDE: (Ar.) Ka. 1. Uzerinde yemek bulunan sofra. Yemek, solen. 2. Kur'an-i Kerim'in 5.
suresinin adi. 3. Isa ve Havarilerine gokten inen sofra (Maide-i Mesih).
MAIL: (Ar.) Er. 1. Bir yana egilmis, egik. 2. Hevesli, istekli, yetenekli. Tarafli, icten istekli.
3. Andirir, benzer. 4. Tutkun.
MAILE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mail).
MAKAL: (Ar.) Er. - Soz, lakirdi. Soyleme, soyleyis.
MAKBUL: (Ar.) Er. - Kabul olunmus, alinmis, alinan. Begenilen, hos karsilanan, gecer.
MAKBULE: (Ar.) Ka. - (bkz. Makbul).
MAKRUN: (Ar.) - Ulasmis, kavusmus, yakin. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MAKSUD: (Ar.) Er. 1. Kasdolunan, istenilen sey, istek. Maksad, niyet, murat. 2. Varilmak
istenen yer.
MAKSUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Maksud).
MAKSUM: (Ar.) Er. - Ayrilmis, bolunmus. Kismet. Rizk-i Maksum; Allah tarafindan takdir
edilmis rizik.
MAKSUME: (Ar.) Ka. - (bkz. Maksum).
MAKSUR: (Ar.) Er. 1. Kasrolunmus, kisaltilmis, kasilmis. 2. Alikonulmus. Bir seye ayrilmis.
MAKSURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Maksur).
MAKUL: (Ar.) Er. - Akla uygun bulunan. Akil ile bilinir, akilla kanitlanan. Oldukca akilli,
sozu akla yakin.
MAKULE: (Ar.) Ka. - (bkz. Makul).
MALIK: (Ar.) Er. 1. Sahip, bir seye sahip olan, bir seyi olan. Malikii'l-Mulk, Allah. 2. Yedi
cehennemin hakimi ve kapicisi olan melek. 3. Zebanileri idare eden melek. Imam Malik,
Maliki mezhebinin kurucusu. Ashab bu ismi kullanmistir.
MALIKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Malik). 1. Mal sahibi olan kadin. 2. Peri, su perisi.
MALKOC: (Tur.) Er. - Akinci ocagi reisi.
MALUM: (Ar.) Er. - Bilinen, belli. Herkesce bilinen. Faili belli olan fiil.
MAMUR: (Ar.) Er. 1. Bayindir, senlikli. 2. Imar edilmis, islenmis yer. 3. Beyt-i mamur:
Kabe.
MANA: (Ar.) 1. Mana, anlam. 2. Ic, icyuzu. 3. Ruya, dus. - (bkz. Anlam).- Erkek ve kadin adi
olarak kullanilir.
MANOLYA: (Frans.) Ka. - Manolyagillerden. Beyaz renkli ve guzel kokulu cicekleri olan,
sus bitkisi olarak yetistirilen agac ve bu agacin cicegi.
MANSUR: (Ar.) Er. 1. Yardim olunmus, Allah'in yardimiyla galip, ustun gelmis. 2. Turk
musikisinde bir duzen. 3. Bir ney cesidi.
MANSURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mansur).
MANZUR: (Ar.) Er. - Bakilan, nazar olunan. Gozde olan, begenilen.
MANZURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Manzur).
MARAL: (Tur.) Ka. - Disi geyik, ceylan, karaca.
MARIFET: (Ar.) Ka. 1. Herkesin yapamadigi ustalik, herseyde gorulmeyen hususiyet,
ustalikla yapilmis olan sey. 2. Bilme, bilis. 3. Hosa gitmeyen hareket. 4. Vasita araci, ikinci el.
Marifetname: Ibrahim Hakki Bey'in divan kulturune ait hazirladigi meshur eseri.
MARIYE: (Ar.) Ka. - Sen'un adinda birinin kizi olup hicretin 7. yilinda kizkardesi Sirin ile
birlikte, Mukavkis tarafindan Hz. Muhammed'e (s.a.s) hediye edilen kibti bir cariye. Hz.
Peygamberin hanimlarindan kucuk yasta olen oglu Ibrahim'in annesi.
MARUF: (Ar.) Er. 1. Herkesce bilinen taninmis belli. Meshur unlu. 2. Seriatin emrettigi,
uygun gordugu.
MARUFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Maruf).
MARUT: (Ar.) - Arkadasi "Harut" ile meshur olan bir melek olup buyu ile ugrastiklarindan
dolayi kiyamete kadar kalmak uzere Babil'de bir kuyu icerisine hapsedilmislerdir. - Isim
olarak kullanilmaz.
MASUM: (Ar.) Er. 1. Sucsuz, kabahatsiz, gunahsiz, ismet sahibi. 2. Saf, temiz. Imam-i
Rabbani'nin oglu.
MASUME: (Ar.) Ka. - (bkz. Masum). Imamiye mezhebinde gunahsiz sayilan ehl-i beyt
mensubu.
MASUN: (Ar.) Er. - Korunmus, korunan.
MASUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Masun).
MASUK: (Ar.) Er. - Sevilen, sevilmis.
MASUKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Masuk).
MATLUB: (Ar.) Er. - Istenilen, aranilan, talep edilen sey.
MATLUBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Matvlub).
MATUK: (Ar.) Er. - Azat olunmus, ozgurlugu bagislanmis.
MATUKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Matuk).
MAUN: (Ar.) Er. Zekat. Kur'an-i Kerim'in 107. suresi.
MAVERA: (Ar.) - Ara, geri, bir seyin otesinde bulunan. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MAVIYE: (Ar.) Ka. - Suya ait.
MAYE: (Fars.) Ka. 1. Maya, asil ve gerekli madde. 2. Para, mal. Iktidar guc. 3. Bilgi.
MAZHAR: (Ar.) Er. 1. Bir seyin gorundugu ciktigi yer. 2. Nail olma, sereflenme. 3. Bazi
tekkelerde oturarak uyurken dayanilan kisa degerde. 4. Bir cesit tef.
MAZLUM: (Ar.) Er. 1. Zulum gormus. 2. Halim, selim, sakin, sessiz.
MAZMUN: (Ar.) Er. 1. Borcluluk, kefalet. 2. Odenmesi gereken sey.
MAZYAR: (Ar.) Er. - Taberistan'daki Karini hukumdarlarinin sonuncusu.
MEBDE: (Ar.) - Bas, baslangic, ilke.- Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MEBHUR: (Ar.) Er. - Soluyan, solugan, nefes darligina yakalanmis olan.
MEBHURE: (Ar.) Ka. (bkz. Mebhur).
MEBRUK: (Ar.) Er. - Tebrike sayeste. Kullu.
MEBRUKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mebruk).
MEBRUR: (Ar.) Er. - Begenilmis, hayirli, yararli.
MEBRURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mebrur).
MEBSUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mebsut).
MEBSUT: (Ar.) Er. - Acilmis, yayilmis. Uzun uzadiya anlatilan.
MEBSURE: (Ar.) Ka. - Yuzu beyaz, gosterisli guzel kadin.
MECDI: (Ar.) Er. - (bkz. Mecid).
MECDIDE: (Ar.) Ka. - Rizki bol, nasibi acik, bahtiyar.
MECERRE: (Ar.) 1. Samanyolu. 2. Harekete musait yol, cadde veya yer. - Erkek ve kadin
adi olarak kullanilir.
MECID: (Ar.) Er. - Cok ulu, yuce, san ve seref sahibi. Allah'in sifatlarindan. Turk dil kurali
acisindan "d/t" olarak kullanilir. Abdulmecid, Allah'in (Mecid'in) kulu..
MECIDDIN: (Ar.) Er. - Dinin ululugu, buyuklugu. - Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
MECIDE: (Ar.) Ka. - Buyuk ulu. San ve seref sahibi.
MECNUN: (Ar.) Er. 1. Cin tutmus, cinlenmis. 2. Delice seven, tutkun. Leyla ile Mecnun
hikayesinin erkek kahramani.
MECRA: (Ar.). - Suyun aktigi yatak, su yolu. Bir isin gidis yolu. Bedendeki ahlatin alistigi
yol. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MECUT: (Ar.) Er. - Talihi acik, mutlu, sansli kimse.
MED'UV: (Ar.) Er. - Davet olunmus, cagirilmis, davetli. Hz. Peygamber (s.a.s)'in
isimlerinden.
MEDA: (Ar.). Mesafe. Son. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MEDAR: (Ar.). 1. Dayanak. 2. Donence. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MEDENI: (Ar.) Er. 1. Medine'ye mensup, sehirli, sehir halkindan olan. 2. Bir memleketle
ilgili olan. 3. Terbiyeli, gorgulu, nazik. Daha cok lakab olarak kullanilir.
MEDID: (Ar.) Er. - Uzun, cok uzun suren. Arap aruzunun 2. bendi.
MEDIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Medid).
MEDIH: (Ar.) Er. - Methetmeye, ovmeye sebeb olan sey, ovme mevzuu.
MEDIHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Medih).
MEDINE: (Ar.) Ka. - Arabistan'da bir sehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulundugu sehir.
Hacilarin Mekke'den sonra ziyaret ettikleri sehir.
MEFAHIR: (Ar.) - Iftihar edilecek, ovunulecek seyler. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MEFHAR: (Ar.) Er. - Ovunme. Ovunmeye sebeb olan, guvenmeyi gerektiren. Mefhar-i
kainat: Muhammed (s.a.s).
MEFHARET: (Ar.) Ka. - Iftihar duyma, ovunme.
MEFKURE: (Ar.) Ka. - Ulku, ideal.
MEFRUZ: (Ar.) Er. - Farz olunmus, varsayilmis.
MEFRUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Mefruz).
MEFTUH: (Ar.) Er. 1. Acilmis, acik. 2. Ele gecirilmis.
MEFTUHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftah).
MEFTUN: (Ar.) Er. 1. Fitneye dusmus, sihirlenmis. 2. Gonul vermis, tutkun vurgun. Hayran
olmus, sasmis.
MEFTUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftun).
MEHDI: (Ar.) Er. 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafindan hidayet verilmis olan. -
Dogru yolu tutan. 2. Siilere gore 12 imamin sonu.
MEHDIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mehdi).
MEHIB: (Ar.) Er. 1. Heybetli, azametli, korkunc (mehub). 2. Arslan (Esed, gazanfer, haydar,
sir).
MEHIR: (Fars.) Ka. - Ay.
MEHLIKA: (Fars.) Ka. - Ay yuzlu guzel.
MEHMET: (Tur.) Er. - Muhammed isminin turkcesi. (bkz. Muhammed).
MEHPARE: (Fars.) Ka. - Ay parcasi, cok guzel.
MEHRE: (Tur.) Ka. - Hind okyanusu sahili ile Hadramut arasinda bir ulke.
MEHRU: (Fars.) Ka. - Ay yuzlu guzel.
MEHTAP: (Fars.) Ka. 1. Ay aydinligi, ay isigi. Dolunay. 2. Alay, eglence, zevklenme. - Turk
dil kurali acisindan "b/p" olarak kullanilir.
MEHVES: (Fars.) Ka. - Ay gibi, ay yuzlu, guzel.
MEKIN: (Ar.) Er. 1. Temekkun eden, oturan yerlesen. 2. Vakarli, temkinli, vakar, iktidar
sahibi. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MEKINE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mekin). 1. Iktidar ve onur sahibi. 2. Yer tutup oturan, yerlesmis.
MEKNUN: (Ar.) Er. - Sakli, gizli, iyice korunmus.
MEKNUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknun).
MEKNUZ: (Ar.) Er. - Gomulu. Hazineye konulmus, saklanmis.
MEKNUZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknuz).
MEKREMET: (Ar.) Er. - Kerem, comertlik. Saygi, agirlama.
MEKSUFE: (Ar.) Ka. - Acilmis, acik. Bilinmez degil, kesfolunmus.
MELA: (Ar.) Ka. 1. Doluluk. 2. Topluluk. 3. Ova.
MELAHAT: (Ar.) Ka. - Guzellik, yuz guzelligi.
MELDA: (Ar.) Ka. - Genc, korpe ve nazik.
MELEK: (Ar.) Ka. 1. Allah'in nurdan yarattigi varliklar. Allah'in emirlerine tam itaat eden
varliklar. 2. Halim, selim guzel huylu kimse.
MELEKNAZ: (a.f.i.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKNUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKPER: (a.f.i.) Ka. - Melek kanatli.
MELEKRU: (a.f.i.) Ka. - Melek yuzlu.
MELEKSIMA: (a.f.i.) Ka. - Melek simali.
MELHUZ: (Ar.) Er. - Umulur, beklenir.
MELHUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melhuz).
MELIH: (Ar.) Er. - Melahat sahibi, guzel, sirin, sevimli.
MELIHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melih).
MELIK: (Ar.) Er. 1. Padisah, hakan, hukumdar. 2. Mal sahibi. 3. Allah'in isimlerinden, (bkz.
Abdulmelik). Meliksah: Sultan Sencer'in babasi olan buyuk Selcuklu hukumdari.
MELIKANBER: (Ar.) Er. - Kudretli, nufuzlu, Habes kole. Melik ve anber isimlerinden
birlesik isim.
MELIKE: (Ar.) Ka. - Kadin hukumdar. Hukumdar karisi.
MELIKSERVER: (Ar.) Er. - Dogu Sultani hukumdar.
MELODI: (Yun.) Ka. - Nagme, ahenk, ezgi.
MELTEM: (Tur.) Ka. - Yazin duzenli olarak karadan denize dogru esen ruzgar.
MEMDUD: (Ar.) Er. - Uzatilan.
MEMDUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Memdud).
MEMDUH: (Ar.) Er. Ovulmus, ovulecek.
MEMDUHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Memduh).
MEMNUN: (Ar.) Er. 1. Minnet altinda bulunan. 2. Sevinmis, sevincli. Razi hosnut, (bkz.
Dilsad).
MEMNUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Memnun). Sevinmis, sevincli.
MEMUN: (Ar.) Er. - Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, saglam, (bkz. Emin).
MENAF: (Ar.) Er. 1. Dagin sivri tepesi. 2. Cahiliye doneminde Araplarin putu. - Isim olarak
kullanilmaz.
MENDERES: (Yun.) Er. - Akarsu yataklarinin dolanbacli kismi. Ege bolgesindeki 3
akarsudan birisinin adi.
MENEKSE: (Fars.) Ka. - Meneksegillerden bircok cesitleri bulunan koyu mor cicek acan sus
bitkisi. Koyu mor renk.
MENGU: (Tur.) - Ebedi olumsuz, bengi. Mengu suyu: Ab-i hayat. Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
MENGUALP: (Tur.) Er. - Olumsuz, guclu, kuvvetli, yigit.
MENGUBAY: (Tur.) Er. - Varlikli kimse.
MENGUBERT: (Tur.) Er. - Allah verdi.
MENGUCEK: (Tur.) Er. - Erzincan, Kemah, Divrigi ve Sebinkarahisar'i icine alan bolgeyi
fethederek XII. yy.'in ilk yansina kadar elinde tutan Turk sulalesi.
MENGUC: (Tur.) Er. - Yasli.
MENGUER: (Tur.) Er. - (bkz. Mengu).
MENGUTAY: (Tur.) Er. - (bkz. Menguer).
MENNAN: (Ar.) Er. - Cok ihsan eden, verici, ihsani bol. - Abd takisi alarak kullanilir.
Allah'in isimlerinden (bkz. Abdulmennan).
MENSUR: (Ar.) Er. - Sacilmis, dagilmis. Olcusuz, uyaksiz, manzum olmayan soz.
MENSURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mensur).
MENSUR: (Ar.) Er. - Nesrolunmus, dagitilmis, yayilmis.
MENSURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mensur).
MENZUR: (Ar.) Er. - Adanmis, vadedilmis. Adak olarak belirtilmis.
MENZURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Menzur).
MERAFI: (Ar.) 1. Dagin sivri tepesi. 2. Islam'dan evvel Araplarin putu. -Isim olarak
kullanilmaz.
MERAHAN: (Ar.) Er. 1. Ferah, sevinc. 2. Zayif olma hali.
MERAL: (Tur.) Ka. - (bkz. Maral).
MERAM: (Ar.) Ka. - Arzu istek. Icten tasarlanan niyet.
MERCAN: (Ar.) Selenterelerin mercanlar sinifindan olup kayalik yerlerde koloni meydana
getirerek yasayan, iskeleti kalkerli kirmizi renkli deniz hayvani. - Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
MERD: (Fars.) Er. 1. Adam, insan. 2. Ozu sozu dogru kabadayi, yigit. -Turk dil kurallarina
gore "d/t" degismesiyle kullanilir.
MERDAN: (Fars.) Er. - Mertler, insanlar, erkekler, yigitler.
MERDI: (Fars.) Er. - Mertlik, erlik. Cesaret, yureklilik. Insanlik.
MERDUM: (Fars.) 1. Insan, adam. 2. Gozbebegi. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MEREVIS: (Tur.) Ka. - Terementi agacinin tohumu.
MERGUB: (Ar.) Er. 1. Istenilen, sevilen. 2. Herkes tarafindan sevilip aranilan.
MERGUBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mergup).
MERIC: (Tur.) - Balkan yarimadasinin guneydogu kesiminden gecen akarsu. - Erkek ve
kadin adi olarak kullanilir.
MERIH: (Ar.) Er. - Dunya'dan sonra gunese en yakin olan gezegen.
MERKUR: (Fran.) Er. - Gunese en yakin gezegen.
MERSA: (Ar.) Ka. - Liman.
MERT: (Fars.) Er. 1. Ozu, sozu dogru yigit. 2. Erkek insan.
MERTEL: (f.t.i.) Er. - (bkz. Mert).
MERTER: (f.t.i.) Er. - (bkz. Mert).
MERTKAL: (f.t.i.) Er. - Her zaman dogru kal.
MERTKAN: (f.t.i.) Er. - Mert soydan gelen.
MERTOL: (f.t.i.) Er. - Her zaman sozunun eri ol.
MERVAN: (Ar.) Er. - Emevi sulalesinin Mervan kolu.
MERVE: (Ar.) Ka. - Mekke'de bir dagin adi olup hacilar, Merve ile Safa arasinda Sa'y ederler
yani 7 defa gidip gelirler.
MERYEM: (Ibr.) Ka. - 1. Abid. Ibadete duskun insan. 2. Hz. Isa'nin annesi.
MERZAT: (Ar.) Er. - Riza, hosnutluk.
MERZUK: (Ar.) Er. - Riziklandirilmis, rizik verilmis.
MERZUKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Merzuk).
MESERRET: (Ar.) Ka. - Sevincler. Senlik, sevinc.
MESIH: (Ar.) Er. 1. Uzerine yag surulmus. 2. Mesholunmus, baska bir sekle girmis olan. 3.
Acaip, tuhaf. 4. Olmek. - Mesih: Hz. Isa'nin elini surdugu hastalarin derhal iyilesmesi
dolayisiyla kendisine isim olarak verilmistir.
MESRUR: (Ar.) - Sevincli, memnun, sevinmis meramina ermis. - Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
MESRURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mesrur).
MESUD: (Ar.) Er. - Saadetli, bahtli, bahtiyar, kutlu. - Turk dil kurallarina gore "d/t" olarak
kullanilir.
MESUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mesud).
MESHED: (Ar.) Er. - Bir adamin sehit oldugu veya bir sehidin gomuldugu yer. Iran'da
ziyaretgah olan meshur sehir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MESHUR: (Ar.) Er. - Unlu, argin, taninmis.
MESHURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meshur).
MESKUR: (Ar.) Er. - Begenilmis, ovulmus. Tesekkur edilmeye deger olan.
MESKURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meskur).
METE: (Tur.) Er. - Buyuk Turk-Hun Imparatoru (M.O. 209-174).
METEHAN: (Tur.) Er. - (bkz. Mete)
METHIYE: (Ar.) Ka. - Birini ovmek maksadiyla yazilmis eser, kaide.
METIN: (Ar.) Er. 1. Metanetli, saglam, dayanikli. 2. Ozu, sozu dogru, sebatkar, itimat edilir.
Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
METINER: (Tur.) Er. - (bkz. Metin).
MEVA: (Ar.) Ka. - Siginilacak yer, yurt, mesken.
MEVCUD: (Ar.) Er. - Var olan, bulunan. Hazir olan, hazir bulunan. -Turk dil kurali acisindan
"d/t" olarak kullanilir.
MEVCUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mevcud).
MEVDUT: (Ar.) Er. - Sevilmis, sevilen. Gaznelilerin bir hukumdari.
MEVEDDET: (Ar.) Ka. - Sevgi, muhabbet. Dostluk.
MEVHIBE: (Ar.) Ka. - Vergi, ihsan, bagis.
MEVLUD: (Ar.) Er. 1. Yeni dogmus cocuk. 2. Ihsanin dogdugu yer. 3. Dogulan zaman. Hz.
Muhammed'in dogumunu anlatan manzum eser. - Turk dil kurallarina gore "d/t" olarak
kullanilir.
MEVLUDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mevlud).
MEVSIM: (Ar.) Ka. 1. Yilin dort bolumunden biri. 2. Daglamak suretiyle damga vurmak.
MEVSUL: (Ar.) Er. - Hz. Peygamber'in isimlerinden.
MEVSUNNE: (Ar.) Ka. 1. Bahar yagmuru yagmis toprak. 2. Bastan asagi suslu zirh.
MEVZUN: (Ar.) Er. - Bicimli, yakisikli, guzel.
MEVZUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mevzun).
MEYMUN: (Ar.) Er. - Ugurlu, bereketli, kutlu.
MEYMUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meymun). Hz. Peygamberin en son hanimi.
MEYSUR: (Ar.) Er. - Kolaylanmis, kolaylastirilmis seyler.
MEYSURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meysur).
MEZID: (Ar.) Er. - Artmis, artirilmis, buyumus. - Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak kullanilir.
MEZIYET: (Ar.) Ka. - Bir kisiyi baskalarindan ayiran ve yucelten vasif, ustunluk, degerlilik
yuksek karakter.
MIDHAT: (Ar.) Er. - Ovme. - Turk dil kurali acisindan "d/t" degismesiyle kullanilir.
MIFTAH: (Ar.) Er. 1. Anahtar. 2. Sifre cetveli. 3. Dil ogrenirken yapilacak tercume ve
meselelerin halledilmis sekillerini gosteren kitap. 4. Hz.Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MIHIN: (Fars.) Er. - Buyuk, ulu.
MIHINE: (Fars.) Ka. - (bkz. Mihin).
MIHNE: (Ar.) - Duzlestirmek. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MIHRACE: (Sanskritce.) Ka. - Hindistan'da kral ve prenseslere verilen unvan.
MIHRAN: (Ar.) - Nehir. Pakistan'dan gecen Indus nehrine Islam muellifleri tarafindan verilen
isim. -Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MIHRI: (Fars.) Ka. 1. Gunes. 2. Sevgi. 3. Eylul ayi. - Mihr u mah, gunes ile ay.
MIHRIBAN: (Fars.) Ka. - Sefkatli, merhametli, muhabbetli, guleryuzlu, yumusak huylu.
MIHRICAN: (Fars.) - Sonbahar. -Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MIHRIMAH: (Ar.) Ka. - Gunes ile ay.
MIHRINAZ: (Fars.) Ka. - Naz gunesi. Cok nazli.
MIHRINISA: (Fars.) Ka. - Kadinligin gunesi, erdemli, nitelikli kadin.
MIHRINUR: (Fars.) Ka. - Isik sacan, aydinlatan gunes.
MIHRISAH: (Fars.) Ka. - Sahlarin gunesi.
MIHRIYE: (Fars.) Ka. - Gunese ait, gunesle ilgili.
MIKAIL: (Ar.) Er. - Dort buyuk melekten riziklarin taksimine memur melek.
MIKAT: (Ar.) Er. 1. Tesbit edilen yer ve zaman. 2. Mekke yolu uzerinde hacilarin ihrama
girdikleri yer.
MIMOZA: (Lat.) Ka. - Baklagillerden ince ve san yaprakli cicek acan bir cins sus bitkisi,
kustumotu.
MINA: (Ar.) Ka. 1. Camin ana maddesi. 2. Liman, iskele. 3. Gokyuzu.
MINE: (Fars.) Ka. 1. Maden ve cini uzerine vurulan cami andirir cila. 2. Dislerin uzerindeki
ince ve parlak tabaka. 3. Ince ve parlak nakis.
MINSAR: (Ar.) 1. Cennet. 2. Sise sirca. 3. Zumrut, zebercet. - Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
MIR'AT: (Ar.) Ka. 1. Ayna. 2. Meshur bir cesit lali.
MIRAC: (Ar.). 1. Merdiven. 2. Goge cikan. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir. Hz.
Muhammed (s.a.s)'in goge ciktigi gece ki, Recep ayinin 27'sine rastlayan kandil gecesidir. O
gecede 5 vakit namaz farz kilinmistir.
MIRAN: (Fars.) Er. - Beyler.
MIRAY: (Fars.) Ka. - Ayin ilk gunleri.
MIRCAN: (Fars.) Ka. - Canin ici.
MIRHAN: (Fars.) Ka. - (bkz. Mircan).
MIRKELAM: (Fars.) Er. - Guzel, nazik konusan kimse.
MIRNUR: (Fars.) Ka. - (bkz. Mircan).
MIRZA: (Fars.) Er. 1. Emiroglu beyi, hukumdar soyundan gelen. 2. Dogu Turk devletlerinde
asalet unvani. 3. Dubb-i Ekber yildiz kumesindeki parlak yildiz.
MISAK: (Ar.) - Sozlesme, yemin, and, ahid. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MISBAH: (Ar.) Er. - Aydinlatma cihazi, isik ciragi. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in isimlerinden.
MIZAN: (Ar.) Er. 1. Terazi. 2. Saglama.
MUADDAL: (Ar.) Er. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MUALLA: (Ar.) Ka. 1. Yuce, yuksek, (bkz. Bulent). Makami, rutbesi yuksek. 2. Bir yazi
stili.
MUAMMER: (Ar.) - Omur suren, yasayan, yasamis. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUARRA: (Ar.) Ka. - Ciplak, soyulmus. An, temizlenmis.
MUATTAR: (Ar.). - Guzel kokulu, itirli. Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUAVIYE: (Ar.) Er. - Emevi devletinin ilk hukumdari olup Hind ve Ebu Sufyan'in ogludur.
Mekke'de dogmustur. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kayinbiraderi ve vahiy katibidir.
MUAZ: (Ar.) Er. 1. Korunan, siginan. 2. Cok aziz, izzet sahibi, saygi uyandiran, kiymetli,
muhterem, sevgili. Muaz b. Cebel, sahabeden.
MUAZZEZ: (Ar.) Ka. - (bkz. Muaz). - Ta'ziz edilmis, izzetlendirilmis. Izzet ve seref sahibi.
Ikram ve izaz olunan, agirlanan, hurmetle, saygi ile kabul olunan. Kiymetli, degerli, aziz.
MUBAHAT: (Ar.) Ka. - Gunahi, sevabi olmayan, islemesi ne haram, ne de helal olan
(mubah).
MUCIB: (Ar.) Er. 1. Icabet eden, uyan. Icap eden, gereken. 2. Sebeb olan, vesile teskil eden. -
Turk dil kuralina gore "d/t" olarak kullanilir.
MUCIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mucib).
MUCID: (Ar.) Er. 1. Yaratici. 2. Bir bulus ortaya cikaran kimse.
MUCIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mucid).
MUCIZE: (Ar.) Ka. - Hayran birakan, olaganustu olay. Insan aklinin alamayacagi.
MUFADDAL: (Ar.) Er. - Faziletli, fazileti cok adam.
MUHABBET: (Ar.) Ka. 1. Sevme, sevgi. 2. Dostluk. Dostca konusma.
MUHACCEL: (Ar.) Er. 1. Ayagi sekili beyaz at. 2. Gerdege konulmus.
MUHACIR: (Ar.) Er. - Goc eden, gocmen.
MUHAFIZ: (Ar.) Er. - Muhafaza eden, degistirmeyen, koruyan. Bekci.
MUHAMMED: (Ar.) Er. 1. Bircok defalar hamdu sena olunmus, tekrar tekrar ovulmus. 2.
Bircok guzel huylara sahip. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerindendir. Dedesi Abdulmuttalib
tarafindan, gokte hak yerde halk ovsun niyetiyle bu ad konulmustur. Kur'an'da dort yerde
zikredilmistir.
MUHARREM: (Ar.) Er. 1. Tahrim olunmus, haram kilinmis. 2. Kamer takviminin birinci ayi
asura ayi. Muslumanliktan once bu ayda savasmak yasak oldugu icin bu ad verilmistir. Bu
ayin ilk 10 gununde Kerbela vakasinin yildonumunde matem yapilir. 10. gununde asure
pisirilir.
MUHBIR: (Ar.) Er. - Haber veren, haberci.
MUHDIN: (Ar.) Er. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MUHIB: (Ar.) Er. 1. Seven, sevgi besleyen, dost. 2. Tutkan, yer. 3. Bir tarikata intisap
etmemekle birlikte yakinligi olan.
MUHIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Muhib).
MUHIDDIN: (Ar.) - Dini saran, cevreleyen. - Turk dil kurallari acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
MUHLIS: (Ar.) Er. - Halis, katiksiz. Dostlugu, samimiligi ve her hali icten gonulden olan.
MUHLISE: (Ar.) Ka. - (bkz. Muhlis).
MUHSIN: (Ar.) Er. - Ihsan eden, iyilikte, bagista bulunan.
MUHSINE: (Ar.) Ka. - (bkz. Muhsin).
MUHTAR: (Ar.) Er. 1. Ihtiyar eden, secilmis, seckin. Hareketinde serbest olan, istedigi gibi
davranan, diledigini yapan. 2. Koy veya mahalle islerine bakmak uzere halkin sectigi kimse.
Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MUHTEREM: (Ar.) Ka. - Ihtiram olunmus. Saygideger, sayilan.
MUHTESEM: (Ar.) - Ihtisamli, tantanali, debdebeli, gorkemli. - Erkek ve kadin adi olarak
kullanilir.
MUHYI: (Ar.) - Ihya eden, dirilten, canlandiran, hayat veren. - Allah'in isimlerindendir.
"Abd" takisi alarak kullanilir. Abdulmuhyi.
MUID: (Ar.) Er. - Ogretmen yardimcisi. Asistan.
MUIN: (Ar.) Er. - Yardimci. Cirak.
MUINE: (Ar.) Ka. - (bkz. Muin).
MUIZ: (Ar.) - Agirlayici, izzet ve ikram edici. Allah'in isimlerindendir. "Abd" takisi alarak
kullanilir. Abdulmuiz.
MUKADDEMUN: (Ar.) Er. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MUKADDER: (Ar.) 1. Takdir olunmus, kiymeti bicilmis, kadri degeri bilinmis, begenilmis. 2.
Yazili, yazilip belirlenmis ilahi taktir. 3. Yazili olmayip sozun gelisinden anlasilan. -Erkek ve
kadin adi olarak kullanilir. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUKADDES: (Ar.) - Takdis edilmis, mubarek kutsal temiz. Mubarek, kutsal kitaplar, Kur'an,
Tevrat, Zebur, Incil. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUKAFFA: (Ar.) Er. - Uyakli, kafiyeli. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MUKAYYET: (Ar.) Er. 1. Kayitli, bagli, baglanmis. 2. Ayaginda zincir ve pranga bulunan. 3. Bir
ise ehemmiyet veren. 4. Kaydolunmus, deftere gecmis.
MUKBIL: (Ar.) Er. - Ikballi, kutlu, mutlu, bahtiyar, mes'ud.
MUKBILE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mukbil).
MUKIM: (Ar.) Er. - Ikamet eden, oturan. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUKIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Mukim).
MUKMIR: (Ar.) Er. - Ay isikli, mehtapli.
MUKMIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mukmir).
MUKTEDIR: (Ar.) Er. - Iktidarli, gucu yeten, becerebilen.
MUKTEFI: (Ar.) Er. 1. Iktifa eden. 2. Ardi sira izinden gidilmis ornek olan. - Hz. Peygamber
(s.a.s.)'in isimlerinden.
MUNGAR: (Tur.) Er. - Eli acik, comert.
MUNIS: (Ar.) Er. - Unsiyetli alisilan, yadirganmaz, alisilmis. Cana yakin sevimli. Insandan
kacmayan.
MUNISE: (Ar.) Ka. - (bkz. Munis).
MUNTEKA: (Ar.) Er. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MURAD: (Ar.) Er. - Arzu, istek, dilek. Maksat meram. Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
MURADIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Murad).
MURATHAN: (Ar.) Er. (bkz. Murat).
MURTAZA: (Ar.) Er. 1. Irtiza edilmis, begenilmis secilmis. Guzide. 2. Allah'in razi oldugu kisi,
kendisinden razi olunan kisi. - Aliyyu'l-Murtaza: Hz. Ali'nin lakabi.
MUS´AB: (Ar.) Er. - Zor. Guclu, dayanikli. Ashabdan unlu sehid Mus'ab b. Umeyr'in adidir.
MUSA: (Ar.) Er. - Vasiyet edilmis. Vasi nasbolunmus, vasiyeti yerine getirmekle
vazifelendirilmis. Tavsiye olunmus. Sina yarimadisinda, Eymen vadisinde Tur daginda Allah'in
lutfuna mazhar olarak, kavmine "on emir" adi altinda Allah'in seriatini bildiren peygamber. Buyuk
kitaplardan Tevrat ona indirilmistir.
MUSADDIK: (Ar.) Er. - Gercekligini ve gecerliligini resmi yazi ile bildiren. Tasdik eden.
MUSLIH: (Ar.) Er. - Islah eden, iyilestiren, duzeltici, arabulucu. Baristiran. Bu kelime
Kur'an'da birkac defa zikredilmistir.
MUSLIHIDDIN: (Ar.) Er. - Dinin salahi icin calisan.
MUSTAFA: (Ar.) Er. 1. Temizlenmis, secilmis, guzide. 2. Hz. Peygamberin isimlerinden. 3.
Sa'd Suresi 47. ayette gecer.
MUSTU: (Tur.) Er. - Mujde, sevindirici haber.
MUSTUBEY: (Tur.) Er. - (bkz. Mustu).
MUTA: (Ar.) Er. - Itaat olunan, boyun egilen, baskalarinin kendisine itaat ettikleri. Hz.
Peygamberin isimlerinden.
MUTAHHAR: (Ar.) - Takdir edilmis, temizlenmis, temiz. Temiz mubarek. - Erkek ve kadin
adi olarak kullanilir.
MUTALLA: (Ar.) Ka. - Yaldizlanmis, yaldizli.
MUTARRA: (Ar.) - Cok taze, parlak. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUTASIM: (Ar.) Er. 1. Itisam eden, eliyle tutan, yapisan. 2. Gunahtan cekinen. 3. Allah'in
ipine simsiki sarilan.
MUTE: (Ar.) Er. - Urdun'de Lut golunun kuzeyinde verimli bir ova. Peygamberligin son
donemlerinde hristiyanlarla yapilan savasin adi.
MUTEBER: (Ar.) Ka. 1. Itibarli, hatiri sayilir, saygin. 2. Inanilir, guvenilir. 3. Yururlukte
olan gecer.
MUTENA: (Ar.) Ka. 1. Ozenle dikkatle secilmis. 2. Onemli, seckin. 3. Az bulunur.
MUTI: (Ar.) Er. 1. Itaat eden, bas egen, veren. Tabi, bagli. 2. Rahat ve uslu.
MUTIA: (Ar.) Ka. - (bkz. Muti).
MUTLAY: (Tur.) - Mutlu, sevincli ay. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUTLU: (Tur.) - Talihli, ugurlu. Bahtiyar. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUTLUALP: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlu).
MUTLUGUN: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlu).
MUTLUHAN: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlay).
MUTLUKANI: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlu).
MUTLUTEKIN: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlay).
MUTTALIB: (Ar.) - Talepte bulunan, isteyen, (bkz. Abdulmuttalib)
MUTLUER: (Tur.) Er. - (bkz. Mutlu).
MUVAFFAK: (Ar.) Er. 1. Allah'in yardimina ulasmis, isi rast gitmis kimse. 2. Basaran
beceren.
MUVAHHID: (Ar.). - Allah'in birligine inanan. Allah'tan baska hicbir ilah ve kanun koyucu
tanimayan, yalniz Allah'tan gelen emirleri kabul eden.- Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUVAKKAR: (Ar.) Er. - Tevkir edilmis, agirlanmis, saygi gosterilmis olan. Vakarli, agirbasli.
MUZAFFER: (Ar.) - Zafer, ustunluk kazanmis, ustun. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUZI: (Ar.) - Isik veren parlayan parlak. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUZAM: (Ar.) Er. - Bir seyin en buyuk kismi.
MU'MIN: (Ar.)Er. - Iman etmis, Islam dinine inanmis, musluman.
MU'MINE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mu'min).
MUBAHAT: (Ar.) Ka. - Ovunme, iftihar etme.
MUBAREK: (Ar.) Er. 1. Bereketli, feyizli. Ugurlu, hayirli, kutlu, mutlu. 2. Begenilen, sevilen,
kizilan sasilan kimse. Bir sey hakkinda sozlesme.
MUBAREKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mubarek).
MUBECCEL: (Ar.) Ka. - Yucelmis, saygi gosterilmis yuce, ulu.
MUBELLIG: (Ar.) Er. 1. Teblig eden, haber veren bildiren. 2. Buyuk camilerde imamin
soyledigini tekrarlayan kimse. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUBERRA: (Ar.) - Temize cikmis aklanmis, mustesna, azade, arinmis. -Erkek ve kadin adi
olarak kullanilir. -Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUBESSIR: (Ar.) Er. - Mujdeci, mustucu. - Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MUBIN: (Ar.) Er. - 1. Iyiyi kotuden, dogruyu yanlistan, hayri serden ayiran. 2. Acik anlasilir,
asikar, belli. 3. Kur'an'i Kerim'i bazen de peygamber (s.a.s.)'i vasfetmek icin kullanilmistir.
MUBINE: (Ar.) Ka. - (bkz, Mubin).
MUBSER: (Ar.) Er. - Ibsar olunmus, mujdelenmis, mubesser.
MUBTEHIC: (Ar.) Er. - Sevincli, sevinmis, memnun, mesrur, sad. (bkz. Behcet, Sadan).
MUCAB: (Ar.) Er. - Kabul cevabi almis olan. Duasi kabul olunan.
MUCADELE: (Ar.) Er. 1. Ugrasma, savasma, catisma. 2. Kur'an surelerinden birisinin adi.
MUCAHID: (Ar.) Er. 1. Cihad eden, din dusmanlariyla savasan. Savasan, ugrasan, savasci. 2.
Gayret eden, cok calisan. 3. Tasavvufta nefsine karsi gelerek kendini terbiye eden ve boylece
manevi makamlara erisen kimse, dervis. - Turk dil kurallarina gore d/t olarak kullanilir.
MUCAHIDDIN: (Ar.) Er. - Din savascisi, Islam askeri.
MUCD: (Ar.) Ka. - Kivircik, kivrilmis, lulelenmis sac.
MUCEDDET: (Ar.) Ka. - Yeni, henuz kullanilmamis.
MUCELLA: (Ar.) Ka. - Parlatilmis, parlak, cilali.
MUCEVHER: (Ar.) Ka. 1. Degerli sus esyasi. 2. Arap alfabesinde noktali olan harf.
MUCMEL: (Ar.) - Kisa ve az sozle anlatilmis, oz, ozet. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUCTEBA: (Ar.) Er. - Secilmis, seckin. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUCTEHID: (Ar.) Er. - Ictihad eden, gucu yettigi kadar calisan. Ayet ve hadislerden ser'i
hukumler cikaran din alimi. - Imam-i Azam gibi.
MUDAFI: (Ar.) Er. - Mudafaa eden, koruyan. Savunan, dayanan.
MUDEBBER: (Ar.) Ka. - Tedbir alinmis, dusunce ile hareket edilmis.
MUDRIK: (Ar.) Er. - Idrak eden, anlayan, akli ermis.
MUDRIKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mudrik).
MUEMMIL: (Ar.) Er. - Temin edilmis, saglanmis, emniyete alinmis. -Hz. Peygamberin
isimlerinden.
MUESSER: (Ar.) Ka. - Kendisine bir sey tesir etmis olan.
MUEYYED: (Ar.) - Teyid edilmis, kuvvetlendirilmis, saglam. Dogrulanmis. Yardim goren. -
Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUFAHIR: (Ar.) Er. - Ovunen.
MUFAHIRE: (Ar.) Ka. - Fahreden, ovunen.
MUFERREC: (Ar.) Er. 1. Meydani olan, genis. 2. Keder gideren.
MUFERRIH: (Ar.). - Ferahlik veren, ic acan. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUFID: (Ar.) Er. 1. Ifade eden, anlatan, manali. 2. Faydali. - Turk dil kuralina gore "d/t"
olarak kullanilir.
MUFIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mufid).
MUFIZ: (Ar.) Er. - Feyizlendiren, feyiz veren. Allah'in isimlerinden. -"Abd" takisi alarak
kullanilir. Abdulmufiz.
MUFTEHIR: (Ar.) Er. 1. Iftihar eden, ovunen. Sanli, serefli. 2. Parasiz isgoren, fahri.
MUGE: (Fran.) Ka. - Inci cicegi.
MUHEYMIN: (Ar.) - Birini korkudan koruyan. Allah'in isimlerinden. -"Abd" takisi almadan
kullanilmaz. Abdulmuheymin.
MUHEYYA: (Ar.) Ka. - Hazir.
MUHIB: (Ar.) Er. 1. Heybetli, korkunc, korkutan. 2. Tehlikeli ve saygi uyandiran.
MUHIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Muhib).
MUHRE: (Fars.) Ka. 1. Bir cesit yuvarlak sey. 2. Cam boncuk. Muhre-i Zar: Gunes.
MUJDAT: (Fars.) Er. - Mujdeler, sevincli haberler.
MUJDE: (Fars.) Ka. 1. Mustu, sevinc haberi, busra. 2. Hayirli, sevincli bir haber getirene
verilen bahsis.
MUJGAN: (Fars.) Ka. - Kirpikler, kirpik.
MUKAFAT: (Ar.) Ka. - Odul. Degerlendirici, sevindirici davranis.
MUKAFI: (Ar.) Er. - Esit, beraber.
MUKERREM: (Ar.) - Muhterem, aziz sayin, saygideger, sayilan, onurlandiran, hurmet ve
tazime erismis. -Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUKREM: (Ar.) Er. - Kerem ve seref ile nitelenmis olan.
MUKREMIN: (Ar.) Er. - Ikram olunmus, agirlanmis.
MUKRIM: (Ar.) Er. - Ikramci, ikram eden, agirlayan-agirlayici, misafirperver.
MUKRIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Mukrim).
MULAYIM: (Ar.) Er. 1. Uygun, muvafik. 2. Yumusak huylu, yavas kimse. Pekligi olmayan.
MULHIM: (Ar.) Er. - Ilham veren, ice dogduran, esinlendiren.
MULHIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Mulhim).
MULKET: (Ar.) Er. - Ulke.
MULTEKA: (Ar.) - Kavusma, bulusma, birlesme yeri. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MULTEMI: (Ar.) Er. - Parlayan, parildayan.
MUMTAZ: (Ar.) Er. - Imtiyaz taninmis, ayri tutulmus, ustun tutulmus. Seckin.
MUNCI: (Ar.) Er. - Inca eden, kurtaran, halaskar. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUNEVVER: (Ar.) Ka. - Tenvir edilmis, nurlandirilmis, aydinlatilmis, isikli. Aydin.
MUNIB: (Ar.) Er. 1. Inabe eden, asiligi, azginligi birakarak Allah'a yonelen. 2. Guzel yagan,
faydali yagmur. 3. Taze ve verimli bahar.
MUNIBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Munib).
MUNIF: (Ar.) Er. 1. Yuksek, ulu, buyuk, ali, bulend. 2. Yuksek, buyuk hukumler.
MUNIFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Munif).
MUNIM: (Ar.) Er. - Nimet veren,
yedirip iciren. - Taki alarak kullanilir. Abdulmun'im.
MUNIR: (Ar.) Er. 1. Nurlandiran, isik veren, parlak, ziyalar. 2. Kur'an'da peygambere ve ilahi
kitaplara sifat olarak kullanilmistir.
MUNIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Munir).
MUNSI: (Ar.) Er. - Insa eden, yapan. Yapisi, uslubu guzel olan, iyi katib.
MUNTEHA: (Ar.) - Son, nihayet, uc, en son, akibet. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUNZIR: (Ar.) 1. Akibetinin kotulugunu soyleyerek korkutan. 2. Kafirleri ve munafiklari
sapikliklarindan dondurmek icin cehennem azabi ile korkutan. Rasulullah icin kullanilmistir.
Bircok sahabe de bu ismi kullanmistir.
MURDAZ: (Fars.) - Iran gunes yilinin 5. ayi.
MUREN: (Tur.) - Akarsu, dere, irmak. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUREVVA: (Ar.) Ka. - Akli, fikri, dusunusu gorunusu saglam.
MURID: (Ar.) Er. 1. Idare eden, emreden buyuran. 2. Bir seyhe bagli olan kimse. - Turk dil
kurallarina gore "d/t" olarak kullanilir.
MURIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Murid).
MURSEL: (Ar.) Er. 1. Gonderilmis yollanilmis. Seriat sahibi peygamberler. 2. Saliverilmis
suc. 3. Bir yazi sitili. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MURSID: (Ar.) Er. 1. Irsad eden, dogru yolu gosteren kilavuz. 2. Tarikat seyhi. Gafletten
uyandiran.
MURSIDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mursid).
MURUVVET: (Ar.) Ka. - Insaniyet, mertlik, yigitlik. Comertlik, iyilikseverlik.
MUSEVVER: (Ar.) Ka. - Cevresine sur, duvar cevrilmis korunmus.
MUSLIM: (Ar.) Er. - Islam dininde olan.
MUSLIME: (Ar.) Ka. - (bkz. Muslim).
MUSTAKIM: (Ar.) Er. - Dogru, duz, dik. Temiz, namuslu.
MUSTEAN: (Ar.) - Kendisinden yardim beklenen, yardim istenen. -Allah'in sifatlarindandir.
MUSTEBSIR: (Ar.) Er. - Istibsar eden, mujdeleyen. Mujde ile sevinen.
MUSTECAB: (Ar.) Er. - Isticabe edilmis, kabul olunmus, (bkz. Mucab).
MUSTEKBIR: (Ar.) 1. Kibirlenen kendini buyuk goren, buyuklenen. 2. Alah'a karsi buyuklenen
kafir ve mulhid. - Isim olarak kullanilmaz.
MUSTEKFI: (Ar.) Er. - Yetecek kadarini isteyen.
MUSTENIR: (Ar.) Er. - Isikli, parlak.
MUSTENIRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mustenir).
MUSTESNA: (Ar.) 1. Istisna edilen, kural disi birakilan, birakilmis. 2. Butun. 3. Ayri tutulan,
ayrik. 4. Benzerlerinden baskin. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUSTEZIM: (Ar.) Er. 1. Istizani eden, buyuk goren, buyuk tutan, comert. 2. Kibirli, gururlu.
MUSERREF: (Ar.) - Sereflendirilmis kendisine seref verilmis, serefli.
MUSFIK: (Ar.) - Sefkatli, merhametli, aciyan, seven. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUSFIKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Musfik).
MUSIR: (Ar.) Er. 1. Haber veren, bildiren. 2. Emir ve isaret eden. 3. Maresal. - Daha cok lakab
olarak kullanilir.
MUSTAK: (Ar.) Er. - Istiyakli, ozleyen, gorecegi gelen, can atan.
MUSTEHIR: (Ar.) - Istihar eden, sohret bulan, meshur. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUTEAL: (Ar.) Er. - Yuksek, yuce. (bkz. Bulend).
MUTIM: (Ar.) Er. - Tamamlayan, tamamlayici, tamamlamaya yarayan.
MUTTAKI: (Ar.) Er. - Ittika eden, sakinan, cekinen. Allah'tan korkan, abid, zahid. - Hz.
Peygamberin isimlerinden.
MUVEDDET: (Ar.) Ka. - Sevgi, muhabbet, dostluk.
MUVELLA: (Ar.) - Bir davanin veya anlasmazligin halli, bir isin arastirilmasi konusuna seriatca
vazifelendirilmis sahis. - Erkek ve kadin adi olarak kullanilir.
MUYESSER. (Ar.) Ka. - Kolayi bulunup yapilan, kolay gelen, kolaylikla olan.
MUZAHIR: (Ar.) Er. - Zahir olan, arka cikan, yardim eden, koruyan.
MUZDAD: (Ar.) Er. - Ziyadelesmis, artmis, cogalmis. - Turk dil kurali acisindan "d/t" olarak
kullanilir.
MUZEHHER: (Ar.) Ka. - Cicekli, ciceklenmis, cicek acmis. - (bkz. Zuhre).
MUZEKKIR: (Ar.) Er. – Zikreden hatira getiren anan. Zikreden ibadet eden. - Hz.
Peygamberin isimlerinden.
MUZEMMIL: (Ar.) Er. 1. Bir seye sarilmis sargilanmis. 2. Kur'an-i Kerim'de bir sure adi.
MUZEYYEN: (Ar.) Ka. - Zinetlendirilmis, suslenmis, suslu.
 
 

SİTELERİM

hakantok.tr.gg

hakantok1.tr.gg

06nk323.tr.gg

06790.tr.gg

bizekatilin.tr.gg

05424062326.tr.gg

05338478291.tr.gg

aallaahh.tr.gg

hellocular.it.gg

xakahtok.page.tl

info2013.tr.gg

housekeping.tr.gg

sozluk-tr.tr.gg

iskur-turkiye.tr.gg

evlilikmerkezi.tr.gg

russiamarriage.tr.gg

cagrimerkezinumaralari.tr.gg

fenerbahce1959.tr.gg

kktc392.tr.gg

ozgecmisi.tr.gg

beypazari--.tr.gg

ankarayiz.tr.gg

askerlikhizmeti.tr.gg

turkrusevlilik.ru.gg

anlasmalievlilik.ru.gg

evlenmekistiyor.tr.gg

turknostalji.tr.gg

euzubillahimineseytaniracimbismillahirrahmanirrahim.tr.gg

rt-erdogan.tr.gg

-akp-.tr.gg

trcell.tr.gg

kariyerinternet.tr.gg

otelsikayet.tr.gg

gidateroru.tr.gg

allahrahmeteyleye.tr.gg

ankaracumhuriyetlisesi.tr.gg

1cv1is.tr.gg

hitpaylass.tr.gg

3cocukyap.tr.gg

evlenmeyegel.tr.gg

otuz1cekmeyedevam.tr.gg

blogekle.tr.gg

esadayi.tr.gg

bedavareklamalani.tr.gg

Facebook beğen
 
 
Bugün 31 ziyaretçi (35 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol